"samimiyet" kelimesi ile ilgili sonuçlar;
#1594
Hak yolcusuna samimiyet ile beraber çok gayret lazımdır.
İbrahim Düsüki r.a.
#1616
Bir gün Hz. Ali r.a. şöyle dedi:
“ İki nimet var ki beni hangisinin daha çok sevindirdiğini kestiremiyorum. Birincisi, bir adamın ihtiyacını karşılayacağımı düşünerek bana gelmesi ve bütün samimiyetiyle yardım istemesidir. Diğeri de, o kimsenin arzusunu Allah’ın benim vasıtamla yerine getirmesidir. Bir müslümanın işini görmeyi yer dolusu altın ve gümüşe sahip olmaya tercih ederim.”
#1643
Dervişin biri bir şeyhe;
“O’nu nerede arayayım”, diye sorar.
Şeyh dervişe der ki:
“Nerede aradın da bulamadın ki? Şayet arama yoluna samimiyetle bir tek adım atacak olsan, nereye baksan O’nu görürsün.
#1891
Secde halinin kulu Rabbine yaklaştırmasının bir de tarihî yönü vardır. Kur'ân-ı Kerîm’de anlatıldığı üzere, Allah Teâlâ Âdem a.s.’ı yarattığı zaman meleklere, “Âdem’e secde edin!” diye emretmişti. O zaman bütün melekler secde ettiği halde İblis kibirlendiği için secde etmemiş ve böylece Allah’ın rahmetini kaybederek kâfirlerden olmuştu (Bakara, 34). İnsan Cenâb-ı Hakk’ın yüce huzurunda alnını yere koyup secde etmek suretiyle “Rabbim, ben senin yüceliğini kabul ediyorum. Senin emrine uyarak huzurunda secde ediyorum. Ben şeytanın yanında değil, meleklerin safında yer almak istiyorum. Benim kulluğumu kabul et” diye Rabbine niyâz etmektedir. Secde halini değerli kılan kulun işte bu samimiyetidir. İnsan, Rabbine yakın olduğu halleri ve zamanları iyi bilmeli ve bunları, Efendimiz’in tavsiye buyurduğu gibi, dua ederek değerlendirmelidir. Burada, ilgisi sebebiyle, kulun Rabbine en yakın olduğu bir diğer zamanı daha belirtelim. Peygamber (as)’ın haber verdiğine göre gecenin son üçte biri, yani teheccüd namazlarının kılındığı seher vakti, kulun, Rabbinin rahmetine yakın olduğu zamandır (Tirmizî, Daavât 118; Nesâî, Mevâkît 35). Bu zamanların kıymetini iyi bilmelidir.