Diğer Sitelerimiz

25000 Veciz Söz
islami bilgiler

#45

Washington Deneyi diye bilinen olay, 1993 yılında ABD Başkenti’nde halka haber vermeksizin yapılan ve sekiz hafta boyunca devam eden bir toplu dua sürecinde şehirde suç oranının %20 oranında düşmesinin bilimsel kabul görüp kayda geçirilmesiydi.

#644

Cennet’in sekiz kapısı vardır. Bunların her biri açılır ve kapanır, ancak “Tevbe kapısı” hiç kapanmaz. Çünkü bu kapının kapanmasını önlemek üzere orada vazifeli bir melek vardır. O halde duâ ve istiğfar ediniz, ümitsizliğe düşmeyiniz.

Abdullah bin Mes’ud r.a.

#788

Anan baban sağ iseler nimet bil.

Hizmet edip, ikramı ganimet bil.

Dua ederlerse cana minnet bil.

Hak rızası belki onda gizlidir.

#789

Olmadı diye sızlandığın duaya, gün gelir olmadı diye sevinip şükredersin.

 

#941

Şerlileriniz başınıza musallat edilmeden önce iyiliği emredip, kötülükten sakındırın. Şerlileriniz başınıza geçtikten sonra hayırlılarınız onlara beddua etse de, dualarına icabet edilmez.

#1076

 

Fatih, İstanbul'u fethetmişti. Şimdi atının üzerinde ordusuyla şehre giriyordu. 
Dervişlerden biri Fatih'in atının yularına yapışıp Padişaha şöyle dedi: 
"Padişahım! İstanbul'u biz dervişlerin duaları sayesinde aldığını unutma. 
Fatih, dervişin bu haline ve sözüne hafifçe gülümsedi ve: 
"Doğru söylersin" dedi. Eliyle kılıcını işaret ettikten sonra da şöyle dedi: 
"Ama sen de şu kılıcın hakkını unutma." 

#1107

Soğuk ve dondurucu bir kış gecesi idi. Annesi yattığı yerden oğluna seslenip su istedi. Bayezid-i Bistami hemen fırlayıp su testisini almaya gitti. Fakat testide su kalmamış olduğundan çeşmeye gidip, testiyi doldurdu. Buzlarla kaplı testi ile annesinin başına geldiğinde, annesinin tekrar uykuya dalmış olduğunu gördü. Uyandırmaya kıyamadı. O halde bekledi. Nihayet annesi uyandı ve su, su! diye mırıldandı.Bâyezîd elinde testi bekliyordu. Şiddetli soğuk tesiri ile eli donmuş, parmakları testiye yapışmış idi. Bu hâli gören annesi;

Yavrum, testiyi niçin yere koymuyorsun da elinde bekletiyorsun? dedi.
Bayezid-i Bistami;
Anneciğim uyandığınız zaman, suyu hemen verebilmek için testi elimde bekliyorum, dedi.
Bunun üzerine annesi;
Yâ Rabbî! Ben oğlumdan râzıyım. Sen de râzı ol! diye cân-u gönülden duâ etti.
Belki de annesinin bu duâsı sebebiyle, Allah’ü Teâlâ ona evliyâlığın çok yüksek mertebelerine kavuşmayı ihsân etti.
 

 

 

 

#1245

Gencin birisi Kâbe’de hep, Ey doğruların yardımcısı olan Allah’ım, ey haramdan sakınanların yardımcısı olan Allah’ım, sana hamd-ü sena ederim, diye dua eder. Bu durum herkesin dikkatini çeker. Birisi; “Neden hep aynı duayı yapıyorsun, başka bir şey bilmiyor musun?” der. O da anlatır:
7-8 sene önce yine Kâbe’de iken içi altın dolu bir torba buldum. Tam 1000 altın vardı. İçimden bir ses; “Bu altınlarla, şunları şunları yapabilirsin” diyordu. Hayır dedim kendi kendime, bu benim değil, başkasının malı, kullanmam haram olur dedim. 
Bu sırada birisi; “Şöyle bir torba bulan var mı?” diye bağırıyordu. Çağırdım onu, nasıl bir torbaydı, içinde ne vardı diye sordum. Torbayı tarif etti ve içinde 1000 altın vardı dedi. Al öyleyse torbanı diyerek verdim. Adam torbayı açıp içinden bana 30 altın verdi.
Pazara gittim. Temiz yüzlü genç bir esiri (köleyi) överek satıyorlardı. Gencin temizliği dikkatimi çekti. Yanlarına gittim, bu köle için ne istiyorsunuz dedim. 30 altın dediler. Adamdan aldığım 30 altını verip genci satın aldım. 
Bir iki yıl geçti. Genç çok çalışkan, çok edepli idi. Onu aldığıma çok memnun olmuştum. Bir gün onunla giderken karşıdan iki üç kişi geliyordu. Genç bana dedi ki; “Efendim, ben Fas emirinin oğluyum. Bu gelenler babamın adamları. Beni buldular. Senden beni satın almak isterler. Sen iyi bir insansın, onlara 30 bin altından aşağıya satma” dedi. 
O kişiler yanıma geldi, bu esiri bize satar mısın dediler. Satarım dedim. 60 altın verelim dediler. Olmaz dedim. İyi ama sen bunu 30 altına almadın mı? Biz sana iki mislini veriyoruz dediler. Öyleyse gidin pazardan alın dedim. Artıra artıra 20 bin altına kadar çıktılar. 30 binden aşağı olmaz dedim. Çaresiz kabul ettiler. Altınları verip, genci alıp gittiler. 
Ben o 30 bin altınla, işyerleri açtım, ticaret yaptım, daha çok zengin oldum. Bir gün bana arkadaşlar, çok zengin bir ailenin iyi bir kızı var. Babası yeni vefat etti. Onunla seni evlendirelim dediler. Ben de olur dedim. Nikâh kıyıldı. Deve yükleri çeyizini getirdiler. Çeyiz arasında bir torba dikkatimi çekti. Kıza, bu nedir dedim. İçinde 970 altın var, babam Kâbe’de bunu kaybetmiş, bulan gence 30 unu vermiş. Kalanını da bana hediye etti, çeyizine koyarsın dedi.

Demek ki bulduğum altınlar benim rızkım imiş, vermese idim haram yoldan gelecekti, şimdi helal yoldan yine bana geldi. 
Bana yardım edip haramlardan koruyan, nice nimetler ihsan eden yüce Rabbime hamd ederim.

#1460

Dua ve ibadet, Allah ile olmaktır. Allah ile olan kimse için ölüm de, ömür de hoştur.

Hz. Mevlana 

#1734

Hazreti Musa a.s. Tûr’a giderken bir adamın şöyle bir dileğine muhatap olmuş. Adam diyormuş ki:

Yâ Musâ! Rabbimden üç isteğim var, söyle bu duâmı kabûl etsin.
İsteğini de şöyle sıralıyormuş:
1 – Benim gözlerim görmüyor, açılmasını diliyorum.
2 – Çocuğum olmuyor, bir oğlan evlâdı istiyorum.
3 – Bir de fakirim, fakirlikten çok çektim. Hiç olmazsa doğacak oğlum fakir olmasın, onun zengin olmasını diliyorum.
Musâ Aleyhisselâm Tûr’da bu kulun üç dileğini nakledince Rabbimiz:
Üç dileğini birden kabûl etmem. Tek şey istesin, birini kabûl edeceğim, buyurmuş. Musâ Aleyhisselâm da adama bunu duyurunca düşünceye dalan adam, üç isteğini tek dileğin içine sıkıştırarak bu defa da şöyle açıkgözce duâda bulunmuş:
Yâ Rab, oğlumun altın tasla su içtiğini gözlerimle görmeyi diliyorum.

Böylece adamı, hem görme dileği, hem oğul isteme dileği, hem oğlunun zengin olma dileği kabul edilmiştir.

#1734

Hazreti Musa a.s. Tûr’a giderken bir adamın şöyle bir dileğine muhatap olmuş. Adam diyormuş ki:

Yâ Musâ! Rabbimden üç isteğim var, söyle bu duâmı kabûl etsin.
İsteğini de şöyle sıralıyormuş:
1 – Benim gözlerim görmüyor, açılmasını diliyorum.
2 – Çocuğum olmuyor, bir oğlan evlâdı istiyorum.
3 – Bir de fakirim, fakirlikten çok çektim. Hiç olmazsa doğacak oğlum fakir olmasın, onun zengin olmasını diliyorum.
Musâ Aleyhisselâm Tûr’da bu kulun üç dileğini nakledince Rabbimiz:
Üç dileğini birden kabûl etmem. Tek şey istesin, birini kabûl edeceğim, buyurmuş. Musâ Aleyhisselâm da adama bunu duyurunca düşünceye dalan adam, üç isteğini tek dileğin içine sıkıştırarak bu defa da şöyle açıkgözce duâda bulunmuş:
Yâ Rab, oğlumun altın tasla su içtiğini gözlerimle görmeyi diliyorum.

Böylece adamı, hem görme dileği, hem oğul isteme dileği, hem oğlunun zengin olma dileği kabul edilmiştir.

#1789

Kul için en büyük ilahi ceza dua ve ibadet lezzetinin kalpten alınmasıdır.

Abdullah Bin Huneyk







Etiketler