"Hz. Ömer" kelimesi ile ilgili sonuçlar;
#114
Müminlerin emiri Hz. Ömer (r.a.): ‘’Nefsin arzularına gem vurun. Çünkü nefsani arzular, insanı şerrin en kötüsüne götüren bir kılavuzdur. Hakikat nefse ağır ve acı, yanlış olan ise hafif ve hoş gelir. Ayrıca günahları terk etmek, işlenen günahlara tövbe etmekten daha kolaydır.’’ diye buyurmuştur.
#162
İmam-ı Rabbani hazretlerinin vefatından sonra onun “Mektubat” kitabını okuyan genç bir seyyid şunları anlatmıştır:
Hz.Ali’ye karşı savaşan sahabileri, bilhassa Hz. Muaviye’yi hiç sevmezdim. Bir gece İmam-ı Rabbani’nin Mektubat’ını okuyordum. Okuduğum yerde “Hz. Muaviye’ye buğzetmek ve onu kötülemek, Hz.Ebubekir ve Hz. Ömer’e buğzedip kötülemek gibidir. Ona söven kimseye, bunlara söven kişiye verilen cezayı vermek gerekir.” diye yazıyordu. Bunu okuyunca canım sıkıldı, isabetsiz şeyler yazmış diye Mektubat’ı yere atıverdim. Sonra yatağıma uzanıp uyudum. Rüyamda İmam-ı Rabbanî kızgın bir halde yanıma geldi, iki eliyle kulaklarımı çekerek dedi ki: “Be cahil çocuk! Sen bizim yazdığımızı beğenmiyor ve kitabımızı yere fırlatıyorsun. Benim yazımı okuyunca şaşırdın ve inanmadın öyle mi? Ama gel, seni bir zata götüreyim de gör!”
Beni çekerek bir bahçenin kapısına götürdü. Kendisi uzaktaki bir bölüme doğru yürüdü. Orada nur yüzlü bir zatın oturduğunu gördüm. Saygı ile o zatı selamladı, önünde diz çökerek oturdu. Ona bir şeyler söylüyor, beni gösteriyordu. Bakışlarından benden bahsedildiği anlaşılıyordu. Biraz sonra İmam-ı Rabbanî kalktı, beni çağırdı: “Bu oturan zat Hz. Ali’dir, iyi dinle, bak neler söylüyor.” dedi.
Yanlarına gidip selam verdim. Hz. Ali r.a: “Sakın ha sakın! Rasulullah Aleyhisselam’ın ashabına karşı kalbinde soğukluk ve dargınlık bulundurma! O kişilerden hiçbirini asla kötüleme. Aramızda görülen anlaşmazlık ve muharebelerin, hangi iyi niyetlerle ortaya çıktığını biz ve sahabi kardeşlerimiz iyi biliriz” dedi. İmam-ı Rabbanî’ye bakarak: “Bunun gönlü daha temizlenmedi. Suratına bir tokat indir!” dedi. Şeyh hazretleri, yüzüme şiddetli bir tokat vurdu. Tokadı yiyince kendi kendime dedim ki: “Ben bu zatı sevdiğim için ötekilere düşmanlık etmişim. Hâlbuki kendisi bundan çok incinmektedir. Bu halden vazgeçmeliyim.” Ardından kalbimi yokladım, gönlüm düşmanlık ve kırgınlıktan temizlenmişti. O halimle uyandım, şimdi de öyleyim.
#521
Tabiinin büyüklerinden Zeyd bin Eslem rivayet ediyor:
“Bir defasında Halife Hz. Ömer (r.a) su istedi. Kendine bal şerbeti ikram ettiler. Hz. Ömer (r.a):
"Bu ikramınız çok güzel, ama ben, ahirette bunların aslına, gerçeğine kavuşmak için, dünyada bu lezzetleri, terk ettim" diye buyurmuştur.
#624
Hz. Ebu Bekir r.a. vefatına yakın bir zamanda Hz. Ömer r.a.’a şu tavsiyelerde bulunmuştur: “ Hak ağırdır, uygulaması zordur ama sonu hoştur. Batıl ise hafiftir, kolaydır ama sonu kötüdür. Şüphesiz Allah’ın emirleri zamanında ve hakkıyla yapılmalıdır. Sen insanların hepsine adaletle davransan, sadece birine zulmetsen neticede bu zulüm sana dönüp gelir. Vasiyetime uyarsan sana ölümden daha sevimli bir şey olmaz. Zaten ölüm mutlaka sana gelecek. Eğer vasiyetimi zayi edersen, yerine getirmezsen, bu sefer ölüm sana zor gelir. Fakat istesen de ölümün gelmesine engel olamazsın.”
#625
Hz. Ömer r.a. şöyle buyurmuştur: “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz. Amelleriniz mizanda tartılmadan önce siz onları vicdanınızda tartınız. Allah’a arz olacağınız büyük hesap günü için kendinizi salih amellerinizle süsleyiniz. “Hepiniz Allah’a arz olunursunuz. Sizin bir şeyiniz gizli kalmaz.” Ayetini unutmayınız. Şüphesiz kendilerini dünyada muhasebe edenler için ahiret hesabı kolay olacaktır. Dünyada ölçülü yaşayan ve vazifelerini yerine getirenlerin mizandaki sevapları ağır olacaktır. Sadece gerçeğin konulacağı bir mizanın ağır gelmesi kesindir.”
#646
Hz. Ömer (r.a.) bir kişinin evine uğradı. Biri şu ayeti okuyordu: “Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir; ona engel olacak bir şey yoktur” ( Tur 52/7–8 )
Hz. Ömer (r.a.) bu ayetleri işitince bayılarak bineğinden düştü. Kaldırıp evine götürdüler. Bu halin acısından dolayı uzun bir süre hasta kaldı. O kadar ki, insanlar ziyaretine bile gelmişti.
#671
Kötü bir işin en gizli şahidi, vicdanımızdır.
Hz. Ömer r.a.
En mükemmel adalet, vicdandır.
Victor Hugo
#674
İnsanlar, babalarından çok annelerine benzerler.
Hz. Ömer (r.a)
#690
Nasihat etmeyen ve nasihat edenleri sevmeyen kavimde hâyır yoktur.
Hz. Ömer (r.a)
#715
“Herkesin rızkıyla arasında bir perde vardır. Tutumlu olursa rızkı bereketlenir. Savurgan olursa perdeyi yırtar rızkı bereketsiz olur.”
Hz. Ömer (r.a)
#739
Töhmet yerlerinde bulunan bir kimse, aleyhinde ki dedikodulardan dolayı başkalarını değil, kendini levmetmelidir.
Hz. Ömer r.a.
Töhmetten sakınmayan kimse, kendisi hakkında kötü zanna düşenleri kınamasın.
Vehb bin Münebbih
#767
Tövbe edenlerle oturun, onların kalpleri yumuşak olur.
Hz. Ömer (r.a.)
#871
Nankörlük kadar nimetin elden çıkmasına sebep olan başka bir şey yoktur ve şükür, halin değişmemesinin garantisi, nimetin artmasının sebebidir.
Hz. Ömer (r.a.)
#946
İnandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız.
Hz. Ömer (r.a)
#951
İnsanları düzeltebilmemiz için önce kendimizi düzeltmemiz gerekir.
Hz. Ömer (r.a)
#983
Sadık arkadaşlar edin, gölgelerinde yaşarsın. Çünkü sadık dostlar huzurlu anlarda süs, sıkıntılı demlerde silahtır.
Hz. Ömer r.a.
#984
Sırrını gizleyen muradına erer.
Hz. Ömer (r.a)
#992
Günah işlemek istersen sonunu düşün.
Hz. Ömer (r.a)
#994
Yalan yere yemini hafife alma. Allah (c.c.) seni helak eder.
Hz. Ömer (r.a)
#995
Seni ölüme de götürse doğruluktan sakın ayrılma.
Hz. Ömer (r.a)
#1027
Şiddet göstermeksizin kuvvetli, zayıflık belirtmeksizin yumuşak ol!
Hz. Ömer (r.a)
#1060
Suriye'ye gelen Hz. Ömer, burada veba salgını olduğunu öğrenince geri dönmek istedi.
Geri dönme kararı aldığı için Hz. Ebu Ubeyde Hz. Ömer'e itiraz etti ve:
"Allah'ın takdirinden mi kaçıyorsun?" diye sordu.
Bu soruya Hz. Ömer'in cevabı şu oldu:
"Keşke bunu senden başka biri söyleseydi. Evet, ben Allah'ın bir takdirinden diğer takdirine kaçıyorum."
#1246
Hazret-i Ömer, hilafeti zamanında Hımıs ileri gelenlerine bir mektup yazıp, çevredeki fakirlerin kendisine bildirilmesini isteyerek yardım edeceğini bildirdi. Hımıslılar Şam ve civarında bulunan fakirlerin bir listesini Halife Hazret-i Ömer'e arz ettiler. Hazret-i Ömer gelen listeyi açıp baktığında listenin başında kadı olarak tayin ettiği Sa'd bin Amir'in ismini görüp listeyi getirenlere hâkiminin mali durumunu sordu. Onlar; “Hâkimimiz hakikaten gayet fakirdir. Elinde avucunda olanı fakir fukaraya dağıtıyor, rüşvet olacağı korkusundan, bizim de en küçük bir hediyemizi bile kabul etmiyor” dediler.
Hazret-i Ömer sordu:
Allah'tan bu kadar korkan hâkiminizin hoşunuza gitmeyen tarafları da var mı?
Evet diyerek kusurlarını şöyle sıraladılar:
1- Vazifesine sabah namazından sonra başlaması gerekirken kuşluk vakti başlıyor.
2- Evine çekilir aramıza girmez.
3- Haftada bir gün, evinden dışarı bile çıkmaz. Kapısı arkasından kilitlidir.
Hazret-i Ömer, onlara bir kısım erzak ve giyecek vererek gönderdi. Hâkim Sa'd bin Amir'i de bunların sebebini öğrenmek üzere huzuruna davet etti.
Hâkim, Hazret-i Ömer'in huzuruna gelince durumu anlattı:
Birinci kusurum; ailem hasta olduğundan evin bütün işlerini bizzat kendim görüyorum ve bu sebepten vazifemin başına ancak kuşluk vakti gelebiliyorum.
İkincisi ise; akşam olunca gün boyu yaptığım işlerin muhasebesini yapıyor acaba yaptığım işlerde bir kusurum var mı diye onu tetkik ediyorum.
Üçüncüsü; sırtımdakinden başka giyecek elbisem yoktur. Haftada bir gün giydiğim çamaşırlarımı yıkıyor temizlik işleri ile meşgul oluyorum. Hatta evimde bile üzerime alacak bir elbisem olmadığından yıkadığım çamaşırlarım kuruyuncaya kadar hiçbir kimseyi görüşmeye bile kabul edemiyorum.
Sa'd bin Amir'in bu izahatı karşısında Hazret-i Ömer çok memnun oldu ve ondan sonra Sad'ı hatırladıkça; “Ah Sa'd ah, Allah korkusu seni ne kadar yüceltmiş” der, onunla iftihar ederdi.
#1257
Hazret-i Ömer’in hilafeti zamanında, bir şahıs hanımının çok söylenmesi ve çekilmez bir hâl alması karşısında Hazret-i Ömer'e şikâyete karar verip Halifenin evine gelir. Kapıya geldiğinde içerden sert, sinirli konuşan bir kadın sesi duyar. Bir ara kapıyı çalamaz ve mütereddit halde öyle beklemeye başlar. Biraz sonra hep kadının konuştuğunu ve halifenin sustuğunu anlayan adam, kapıyı çalmaktan vazgeçip geri dönmeye karar verir ve ayrılacağı zaman kapı açılır. Kapıyı açan Hazret-i Ömer'dir.
“Ne var, niye geldin, bir şey söylemeden niye geri dönüyorsun?” diye sorar.
Adam; “Ya Ömer! Ben hanımımı şikâyete gelmiştim. Baktım ki Halife bile hanımına ses çıkarmıyor. Ben niye şikâyet edeyim diye düşündüm ve geri dönmeye karar verdim” dedi.
Hazret-i Ömer şu karşılığı verdi:
“O benim evimin hanımıdır, çocuklarımın anasıdır, yemeklerimizi yapar, çamaşırlarımızı yıkar, evimizi düzenler. O bunları ihsan olarak yapıyor. Böyle birisine laf söylemek yakışmaz.”
#1301
Hazret-i Ömer (r.a) akşam olduğu vakit kamçısı ile ayaklarına vurur ve kendine yönelerek:
-“Bugün ne amel işledin” derdi.
#1333
Hz. Ömer (r.a) zamanında İran’ın fethine katılan Selman-ı Farisi, daha sonra Medayin şehrine vali olarak atanır. Fakat makam ve mevki onda hiçbir şeyi değiştirmez. Bir seferinde Şam’dan gelen birisi üstündeki eski yeleği görünce onu işçi zanneder ve yanındaki incir çuvalını taşımasını ister. Hiç ses etmeyip hemen çuvalı sırtlanır ve götürmeye başlar. Bunu görenler “Sen ne yapıyorsun, o bizim valimiz!” deyince, adam çuvalı almaya çalışır ama Selman-ı Farisi çuvalı gideceği yere kadar götürür.
#1338
Yalan söyleyip yüceleceğime doğruyu söyleyip alçalmayı tercih ederim.
Hz. Ömer r.a.
#1389
Namazı terk etmek, kâfirlere benzemektir.
Hz. Ömer (r.a.)
#1390
Namaz kılmayan Müslüman değildir.
Hz. Ömer (r.a.)
Namaz, iman ile küfür arasında bir perde, mü’min ile kafiri birbirinden ayıran alamet-i farika’dır.
#1407
İyilerle dost ol, kötülerden emin olursun.
Hz. Ömer (r.a.)
#1408
Üç şey kardeşlik sevgisini safileştirir. Selam vermek, mecliste yer vermek, sevdiği isim ile onu çağırmak.
Hz. Ömer (r.a.)
#1410
Şiddet göstermeden güçlü kuvvetli, zayıflık belirtmeden, yumuşak ol.
Hz. Ömer (r.a.)
#1417
Eğer inandığınız gibi yaşamıyorsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız!
Hz. Ömer r.a
#1473
Şunu iyi bilesiniz ki, en güzel ibadet, farzları yerine getirmek ve haramlardan sakınmaktır.
Hz. Ömer r.a.
#1589
Hz. Ömer r.a. şöyle der:
“Bu ümmet için en çok korktuğum şey, dili ile âlim fakat kalbi ile cahil (gafil) olan kimselerdir.”
#1596
Hz. Ömer r.a. Medine’de boşta gezen bir gruba:
Siz necisiniz, diye sorduğunda onlar:
Biz mütevekkil kimseleriz, diye karşılık verdiler.
Bunun üzerine Hz. Ömer r.a. dedi ki:
Hayır, siz mütevekkil değil, müteekkil (yiyici) kimselersiniz! Tohumunu tarlaya atıp daha sonra Allah’a itimat eden kimseye mütevekkil denir.