Diğer Sitelerimiz

25000 Veciz Söz
islami bilgiler

#60

Cennet ucuz değil, cehennemde lüzumsuz değil.

#71

Ömür, su gibi akar gider. Ta ki son menzile (cennet veya cehenneme) varana dek.

#78

Nefsine uyan kimse, cennetten vazgeçip cehennemi tercih etmiş demektir.

#119

Cennetliklerin cennete, cehennemliklerin de cehenneme girmeleri, kendi amelleri sebebiyledir. Fakat onların orada ebedi kalmaları, niyetleri yüzündendir.

Hasan-ı Basri

#135

Filozof öyle bir pilottur ki, cennete götürmek isterken cehenneme sürükler.

#258

Cehennem, kâfirlerin ebedi kalacağı ve sürekli azap göreceği dehşetli bir hapishanedir.

#357

İmana gel ki, elemden ve cehennem endişesinden emin olasın.

#363

Nefis ve şeytan cehennem yolunun rehberleridir. Dünyada onlara uyan insanların akıbeti hiç istemedikleri halde cehenneme girmek olacaktır.

#396

Nefis, insanın en büyük düşmanıdır. Onu dost edinmek, onu memnun etmeye çalışmak, cehenneme giden yolda kararlı adımlarla yürümektir.

#425

İbadeti terk eden kul, Hak yoldan ayrılıp cehennem yoluna sapmış demektir.

 

#500

İmam Zührî ilminin çokluğuna rağmen fetva vermekten çekinirdi. Buyururdu ki: “Tam bir vukuf sahibi olmadığı halde fetva veren kimse, ikaba, azaba, maruz kalır. Bu durumda fetva veren kişi, cehennemin ta kenarındadır.

#566

Kibir, öfke, zulüm, kin ve nefret insanı alçaltıp, cehenneme yolcu eder.

#628

Dünya ahiretin tarlasıdır. Bu tarlanın mahsulleri, öte âlemde, cennet ya da cehennem olarak tezahür edecektir.

#679

Misafire ikram edin. Komşuya iyi davranın. Hastaları ziyaret edin. Cenazeleri teşyi edin. Ey Allah’ın kulları kardeş olun! Dünya yüz çevirdi, veda etmek üzere. Ahiretin ise gölgesi düştü; karşıdan göründü. Bugün hazırlanma günüdür; yarın müsabaka var. Kazanan cennete, kaybeden cehenneme girecek!

Hz. Ali (r.a)

#719

Kapanmayan tek yara vicdan yarasıdır.

Publilius Cyrus

 

Vicdan azabı, insanın içinde bir cehennemdir.

Byron 

#775

İbrahim bin Edhem Hazretleri’ne sormuşlar:
“Ettiğimiz duâlar neden kabul olunmuyor?”
Hazret buyurmuş ki:
“Hakk’ı bilirsiniz, buyruğunu tutmazsınız! Peygamber’i bilirsiniz, sünnetlerini yerine getirmezsiniz! Kur’ân okursunuz, fakat onunla amel etmezsiniz! Hak Teâlâ’nın nîmetlerini yersiniz, şükrünü edâ etmezsiniz! Cenneti bilirsiniz, onu kazanmak için gayret etmezsiniz! Cehennemi bilirsiniz, endişe duymazsınız! Ölüm vardır dersiniz, hazırlanmazsınız! Atanız-ananız ve ölülerinizi kendi ellerinizle kabre koyarsınız, lâkin ibret almazsınız. Böyle olunca bu kadar gaflette olan bir kimsenin duâsı nasıl müstecâb ola!”
 

#778

Behlül-i Dânâ bir gün Bağdât sokaklarından birinde giderken, oynayan çocuklar gördü. Çocuklardan biri ise bir köşeye çekilmiş onlara bakıyor ve ağlıyordu. Behlül-i Dânâ o çocuğun yanına gitti ve; 
"Ey çocuk niçin ağlıyorsun? Gel sana bir şeyler alayım da sen de arkadaşlarınla oyna." dedi ve çocuğun başını okşadı. 
Çocuk bakışlarını Behlül'e çevirdi ve; 
"Ey aklı az adam! Biz oyun için yaratılmadık." dedi. 
Behlül-i Dânâ bu söze şaştı ve çocuğa; 
"Ey oğlum! Peki, niçin yaratıldık." diye sordu. 
Çocuk; 
"Allah-ü Teâlâ’yı bilmek ve O'na ibâdet etmek için." dedi. 
Behlül-i Dânâ Hazretleri; 
"Peki bunun öyle olduğunu nereden biliyorsun?" diye sordu. 
Çocuk, Mü'minûn sûresinin 115. âyet-i kerîmesini okuyuverdi. Meâlen; "Sizi ancak boşuna yarattığımı ve gerçekten bize döndürülmeyeceğinizi mi zannettiniz?" 
Hazret-i Behlül tekrar; 
"Ey çocuk. Sen hakîmâne konuştun. Bana biraz daha nasîhat et." dedi ve ağlamaya başladı. Kendinden geçmişti. 
Kendine geldiğinde çocuğa; 
"Ey oğlum! Senin günâhın yok. Sen bir çocuksun. Nasıl oluyor da böyle düşünebiliyorsun?" diye sordu. 
Çocuk da; 
"Ey Behlül! Babamı ateş yakarken gördüm. İri odunları küçük çırpılarla tutuşturuyordu. Ben de Cehennem'in yanan küçük odunlarından olacağımdan korkuyorum." dedi. 
Bu sözler üzerine Behlül-i Dânâ hazretleri tekrar ağladı. Kendinden geçti. Kendine geldiğinde çocuğu yanında göremedi. Oradakilere bu çocuğun kim olduğunu sordu. 
Onlar; 
"Tanımadın mı?" dediler. 
Behlül; 
"Hayır." deyince, onlar; 
"Bu, Hz. Hüseyin evlâdından seyyid bir çocuktur." dediler. Behlül de; "Ancak böyle bir ağacın meyvesi bu kadar olgun olabilirdi." deyip oradan ayrıldı.

#829

 

Ebû Saîd el-Hudrî (r.a)’den rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu:
Cennet ile cehennem münakaşa ettiler.
Cehennem:
“Bende zorbalar ve kibirliler var,” dedi.
Cennet:
“Bende yalnız zayıflar ve yoksullar var,” dedi.
Bunun üzerine Allah-ü Teâlâ onların çekişmesini şöyle halletti:
“Ey cennet! Sen benim rahmetimsin, dilediğime seninle merhamet ederim. Ey cehennem! Sen de benim azâbımsın. Dilediğime seninle azâb ederim. Ben her ikinizi de dolduracağım.”

#844

Allah’ü Teâlâ’dan uzaklaşan kimse, bâtıl yollara sapar, son varacağı menzil ise cehennem olur.

 

#884

Ehl-i sünnet ve’l-cemaat çizgisinden ayrılmak cennete götüren yolu terk edip, cehenneme yönelmektir.

#875

Günah, kişiyi cehenneme çeken bir kement olduğu gibi, tövbe de insanı Allah’a çeken bir nurdur.

#892

Hayat, rövanşı olmayan tek devrelik bir müsabakadır. Bu müsabakayı kazananlar cennete kaybedenler ise cehenneme girecektir.

#899

Âlimin sözü doğru, yediği helâl ve dünya malına karşı sevgisi yok ise, zühdü, dünyaya düşkün olmaması çok olur. Ne yazık ki, bugün bu üç hasletten birini bile onların birinde göremiyoruz. Bu durumlarıyla onlara nasıl güvenelim ve nasıl yüz verelim. Bu vasıfları kendinde bulundurmayanlar, ilim sahibi olduklarını, nasıl söylerler. Onlar dünyaya sarılır, dünyayı birbirlerinden kıskanırlar. Dünyalık için birbirlerine haset ederler. Devlet adamlarının yanında birbirlerini çekiştirir ve gıybet ederler. Maksatları, ellerine geçen dünyalığı, başkalarına kaptırmamak ve fani şeyleri ellerinden kaçırmamaktır. Yazıklar olsun ey âlimler! Siz peygamberlerin vârisleriydiniz. İlmi alırken birçok vazife yüklenmiş oldunuz. Şimdi o vazifeleri yapmıyorsunuz. İlminizi şeref vesilesi yapıp onunla dünyalık kazanmaya bakıyorsunuz. Âhirette, Cehennem'e ilk atılan zümre olmaktan nasıl korkmuyorsunuz, anlamıyorum!

#1039

Sahabe’den Ebu’d-Derdâ r.a. bir gece namaz kıldıktan sonra ağlayarak “Ya Rabbi! Yaratılışımı güzel kıldın. Ahlâkımı da güzelleştir” diye dua etti ve bu hal sabaha kadar böyle sürdü. Sabah olunca hanımı Ümmü’d-Derdâ r.anh'a niçin sabaha kadar böyle dua ettiğini sordu. Ebu’d-Derdâ r.a. şöyle dedi:

- Ümmü’d Derdâ! Bir müslüman kul sürekli ahlâkını güzelleştirmeye devam eder de sonunda güzel ahlâkı onu cennete sokar. Ahlâkını sürekli kötüleştirirse, sonunda kötü ahlâkı onu cehenneme sokar.

#1114

Bayezid-i Bistami bir defasında şöyle anlattı: Bizim ruhumuzu, semalara götürdüler. Cennet'i, Cehennem'i gösterdiler. Hiçbir şeye bakmadım. Hep Allah-ü Teâlâ’yı düşünüyordum. Nice makamlardan geçirdiler. Nihayet ezeliyyet ağacını gördüm. Sonra; "Yâ Rabbî! Sana gelebilmem için beni benliğimden kurtar." diye yalvardım. Bana bildirildi ki:"Ey Bâyezîd! Benliğinden kurtulup bana yaklaşman, Sevgili Peygamberime tâbi olmana bağlıdır. O'nun ayağının tozunu, gözüne sürme yap. O'nun bildirdiği hükümlere uymaya devam et. (Tasavvuf ehli arasında bu menkıbeye Bâyezîd'in miracı denir.)

#1165

Bayezid-i Bistami Hazretleri buyuruyor ki:

"Bütün âlemin yerine beni Cehennem'de yaksalar ve ben de sabretsem, Allah-ü Teâlâ’ya muhabbeti dâvâ edinmiş birisi olarak yine bir şey yapmış olmam. Allah-ü Teâlâ’da benim ve bütün âlemin günahını affetse, rahmetinden ve ihsânından bir şey eksilmiş olmaz."

#1278

Ebu Bekir Şibli hazretleri şöyle buyuruyor:

“Dört yüz kadar âlime hizmet ettim. Dört bin hadis ezberledim. Sonra yalnız bir tanesini seçip onunla amel ettim. Kurtuluşumun bu hadise bağlı olduğunu anladım. O hadis-i şerif de şudur:

“Ey insan! Dünya için orada kalacağın kadar çalış. Ahiret için de orada kalacağın kadar çalış. Allah için, O’na ihtiyacın kadar çalış. Cehenneme dayanacağın kadar da günah işle.”

#1289

Allah yolunda yapılan hizmette kendi çıkarlarını gözeten bir kimse cehennemdeki yerini hazırlıyor demektir.

#1391

Namaz cennetin anahtarı olduğu gibi, namazı terk etmek de cehenneme giriş sebebidir. 

#1468

Ne acayiptir ki insanlar yerin altında ateş (cehennem) kaynayıp dururken yerin üstünde Allah’a isyan edip dururlar.

Elmalılı Hamdi Yazır

#1497

Cehennem de ateş yoktur.

Herkes ateşini yanında götürür.

Karacaoğlan 

#1536

Gülerek günah işleyen, ağlayarak cehenneme girer.

Bekr b. Abdullah El-Müzeni

#1574

Zalimler için yaşasın cehennem.

Said-i Nursi

#1574

Zalimler için yaşasın cehennem.

Said-i Nursi

#1583

Ya Allah’a itaat edeceksin ya da nefsine, gideceğin yer cennet veya cehennem bu işin ortası yok.

#1633

Bizim irfanımıza göre servetin, tahsilin, mevki veya makamın kişiyi avam sınıfına dâhil olmaktan kurtaramadığını da hatırlatalım. Cehl-i mürekkep denilen en tehlikeli cehalet, tahsille kazanılıp statü ile keskinleşiyor çünkü.

#1847

Zerdüşt (ateşperest)’lerin ateşi hiç sönmeyecek zerdüşt’lerle birlikte cehennem de sonsuza dek yanmaya devam edecektir.

#1861

Bediüzzaman Said Nursi “Besmelenin sırlarını” açıklarken, birinci sır’da, gözlerden kaçan çok, önemli bir inceliğe dikkat çeker. O da Besmele’de yer alan, Allah, Rahman ve Rahim isimlerinin hem manaları, hem de diziliş sıralarıyla ortaya koydukları ince ve derin sır.

Allah ismi, bütün ilahi isimleri ve sıfatları içine almaktadır. Rahman, “Bütün canlılara merhamet ederek onların rızıklarını veren ve her türlü ihtiyaçlarını gören, “manasına gelir. Rahim ise, “Allah’ın, mü’minleri lütfuyla cennete, kâfirleri adliyle cehenneme koymasını” ifade eder.

#1885

Bir kâfir için varlık âleminde düşünülebilecek yegâne müstahak yer cehenneminde bir yer işgal etmek bile onun için hak etmediği bir lûtuf sayılmalıdır.

 

#1917

Ashâb-ı Kehf’in köpeği Kıtmîr, sadıklarla beraber olup onlara sadakat gösterdiği için büyük bir şeref kazandı, nâmı Kur’ân-ı Kerîm’e geçti. Nûh ve Lût (a.s)’ın hanımları ise, fâsıklarla beraber oldukları için cehenneme dûçâr oldular.

Şeyh Sâdî-i Şîrâzî

 

#1951

İnanmıyorum diyen, çoğunlukla yanılır. Çünkü içinde ta derinliklerde, hiçbir zaman kurumayan bir iman kaynağı vardır. Allah’ı inkar eden kelimeler geçtiği dudakları yakar. Mukaddes değerleri küçültmek için açılan ağızlar cehenneme açılan pencerelerdir.

Lamennais 







Etiketler