Diğer Sitelerimiz

25000 Veciz Söz
islami bilgiler

#9

Büyüklüğün ölçüsü hangi kemal vasfı kabul edilirse edilsin, insanlık tarihinin kaydettiği en büyük insan Hz. Muhammed’dir. (s.a.v)

Lamartin

#9

Büyüklüğün ölçüsü hangi kemal vasfı kabul edilirse edilsin, insanlık tarihinin kaydettiği en büyük insan Hz. Muhammed’dir. (s.a.v)

Lamartin

#21

Ottan, samandan süt yapan, bir damla meniden insan yaratan, küçük bir çekirdekten koca bir ağacı meydana getiren Allah’a hayranlık duymuyorsun da, kâfirin elektriği icat etmesine mi hayran kalıyorsun a gafil!

Edison’a ampulü bulduğu için övgüler yağdırıp, insanlığı ısıtıp aydınlatan güneşin ‘yaratanını’ görememek, acizliğin ve basiretsizliğinin en belirgin halidir.

#38

İnsan, tevhid ehli olmak ve şirke düşmemek için şöyle düşünmeli:

Şu el benim malım değil emanet.

Şu kolu gövdeme ben takmadım.

Bu gözleri de ben yapmış ve yüzüme yerleştirmiş değilim.

Bütün organlarım böyle. Hepsi ilahi birer mucize ve Rahmani birer ihsan. Bunların hiçbiri benim kendi malım değil.

 Ölüm anına kadar bunları kullanacak ve kullanım şeklinden de imtihan olacağım. Sonunda imtihan evrakını masaya bırakıp sınıftan ayrılan bir öğrenci gibi, bedenimi terk edip berzah âlemine göçeceğim.

#40

Bir gün Abdullah ibn Mübarek r.a.’a sorulur:

Size göre kâmil insanlar kimlerdir?

 İbn Mübarek:

İlmiyle amel eden ihlâs sahibi âlimlerdir.

Peki, sizce gerçek hükümdarlar, yöneticiler kimlerdir?

Dünya sevgisini kalplerine koymayıp, zühd sahibi olanlardır.

Peki, sefil olanlar kimlerdir?

İbn Mübarek r.a. bu soruya da şu cevabı verdi:

İlmini, amelini ve dinini kullanarak dünyalık peşinde koşan kimselerdir.

#118

İnsan bu dünyada misafirdir. Er veya geç, istesek de istemesek de, ölüm kapımızı çalacak, gerçek vatanımız olan ahiret yurduna intikal edeceğiz.

 

#126

Marifetsiz ve faziletsiz insanlarda kibir, marifet ve fazilet sahibi insanlarda ise tevazu daha çok görülür.

 

#205

Şeyh Sadi Şirazi “Bostan adlı meşhur kitabında şöyle anlatıyor:

Gaddarlığıyla ünlü bir köy ağası bir kuyuya düşmüştü. Sabahlara kadar yalvarıp yakardı, inleyip sızladı.

Derken, adamın biri gelip tepesine bir taş yükledi ve şöyle dedi:

Sen kaç kişinin feryadına yetiştin ki can kurtaracak adam arıyorsun? Sürekli alçaklık, namertlik tohumları ektin, bugün harman vakti geldi. Bak bakalım eline ne geçti. Senin elinden yaralı gönüller inlerken senin yarana kim merhem olur? Bizim için sürekli kuyu kazıyordun, sonunda kazdığın kuyuya kendin düştün.

Halk içinde kuyu kazan iki tip insan vardır. Biri güzel huyludur, hayır sahibidir, insanların içini serinletmek ister. Öbürü kötü nam salmıştır, insanların oraya yuvarlanmasını ister.

Yaramaz kişiler iyilik ummasın. Ilgın ağacın meyvesi asla üzüm olmaz.

Gözün tarlasına arpa eken, hasat zamanı buğday çekeceğini ummasın. Ne kadar da emek çeksen zakkum ağacından meyve alamazsın. Kardeşim, ne ekersen onu biçersin.”

#256

Cimrinin dünya da sevmeyeni ahirette ise azabı çok olur.

En hayırsız insan, kendisine ve başkalarına hayrı dokunmayan cimridir.

#280

İslamda zorlama yoktur, insan hürdür elbette! ister dünyada pişer, isterse ahirette...

Necip Fazıl KISAKÜREK

#308

Ey insan! İnsanların çokluğuna bakıp da aldanma. Çünkü sen, yalnız ölecek, kabre yalnız girecek, yalnız kabirden kalkacak ve kendi hesabını yalnız vereceksin.

#369

Tahir bin Hüseyin, Mervezi’ye, “Irak’a geleli ne kadar oldu?” diye sorar. “Geleli yirmi yıl oldu. Otuz yıldır senenin tamamını oruçla geçiriyorum” karşılığını verdi. Bunun üzerine Tahir bin Hüseyin, “Bir sordum, iki cevap verdin” dedi. “Akıllı ve muttaki bir insan takvasıyla övünmez.”

#369

Tahir bin Hüseyin, Mervezi’ye, “Irak’a geleli ne kadar oldu?” diye sorar. “Geleli yirmi yıl oldu. Otuz yıldır senenin tamamını oruçla geçiriyorum” karşılığını verdi. Bunun üzerine Tahir bin Hüseyin, “Bir sordum, iki cevap verdin” dedi. “Akıllı ve muttaki bir insan takvasıyla övünmez.”

#380

Tarih gösteriyor ki, mahkeme salonları savaş alanlarından sonra en korkunç zulüm sahneleridir. Savaş alanlarında nasıl ki birçok masum kanlar dökülüyorsa, mahkeme salonlarında da, nice masum insan idama mahkum ediliyor, öldürülüyor, zindanlarda çürütülüyorlar.

#395

İnsan haram kazancıyla yaptığı hayırlardan (örneğin cami yaptırmak) asla sevap kazanamaz.

#424

Gün ışımaya başladığında yani kâinatın ayakta olduğu vakit, insanın yatakta olması hiç olacak iş midir?

 

#504

İnsan, sevdiğini unutmaz. Muhabbetin, sevginin yeri ise, kalptir. Zira kalp, muhabbet yeri, sevgi yeridir. Aşk, muhabbet bulunmayan kalp, ölmüş demektir. Kalpte, ya dünya sevgisi yahut Allah sevgisi bulunur. Dünya, haram olan şeyler demektir. Emirleri yaparak, haramlardan sakınarak, kalpten dünya sevgisi çıkarılınca, kalp temiz olur. Bu temiz kalbe,  Allah-ü Teâlâ’nın sevgisi, kendiliğinden dolar.

Günah işleyince, kalp kararır, hasta olur. Dünya muhabbeti yerleşerek, Allah-ü Teâlâ’nın sevgisi gider. Kalbin bu hali, bir şişeye benzer. Su doldurunca, havası çıkar. Suyu boşaltınca hava kendiliğinden dolar.

 

 

 

#512

İnsan; başına bir bela geldiğinde, hadiseler olup bittiğinde, başka bir deyişle elinden hiçbir şey gelmediği, sonucu asla değiştiremeyeceği durumlarda “İlahi takdir” der, kadere teslim olur. Bu teslimiyet ümitsizliğin, karamsarlığın ve üzüntünün ilacıdır. Yoksa günah işleyen bir adam, “Kaderimde günah işlemek varmış, ne yapayım, ben hep böyle yaşamaya mecburum” diyemez. Çünkü insan geleceği önceden bilemez.

#539

Hatemül’l –Esam Hz.leri, cimri bir insanın hastalandığı zaman sadaka dağıttığına şahit olunca şöyle dua etmişti:

Allah’ın, bu kulunun hastalığını devam ettir. Çünkü hastalık, ona, kendisinin günahları için bir kefaret, fakirler içinde bir rahmettir.

#563

Oruç ibadeti, aslında günde birkaç öğün yemek yiyen müsrif insanoğlunu uyaran çok yediğini hatırlatan ilahi bir mesajdır.

#593

Ağacı kurt yer, insanı ise dert yer.

#599

Ne insan başıboş bir divane…

Ne şu alem sahipsiz bir fabrika…

İnsanı bu tezgâhta dokuyan hiç şüphesiz ilahi bir sanatkâr var.

#682

Büyük âlim Muhammed b. Fazl (r.a) şöyle der:

“İslam’ın zayıflamasına şu dört sınıf insan sebep olmuştur:

1.Bildikleri ile amel etmeyenler

2.Bilmedikleri şeyler ile amel edenler,

3.Bilmediklerini öğrenmeyenler,

4.İnsanların ilim öğrenmesine engel olan kimseler.

 

#729

İnsan, ahiretteki evini dünyada inşa eder. 

Hz. Ali (r.a)

 

#765

Önemli olan seni tamamlayacak ruhu bulmandır. Her peygamberin verdiği öğüt aynıdır; Sana ayna olacak insanı bul.

#877

İnsan hayvandan üstün yaratılmış olmasına rağmen, eğer şehvet, gazap ve çirkin huyları terbiye edilmezse hayvandan daha aşağı düşer.

#1003

Öfkeli insan, bir züccaciye dükkânına dalmış fil kadar çevresine zarar verebilir.

#1012

Uyanık kimdir?

“Ölümü en çok hatırlayan ve ölümden sonrası için en iyi hazırlığı yapandır.” Öyle ya, ölüm gibi vukuu kesin, varlığı tartışılmaz ve müşahhas bir hakikati dahi göremeyen, ölüm yokmuş gibi yaşayan, dünyaya aldanan bir insanın uyanık olduğunu kim iddia edebilir?

#1050

Süleyman (a.s) insan ve cinden meydana gelen ordusu ile kuşlar da başı üzerinde gölge ederek giderken karşılaştığı bir âbid dedi ki:

-Ey Dâvud aleyhisselâmın oğlu, Allah-ü Teâlâ sana ne muazzam bir mülk vermiştir. Süleyman (a.s), cevaben:

-Müminin amel defterindeki bir tesbih bu mülkten daha iyidir. Bu mülk kalmaz. Fakat o tesbih kalır, buyurdu.

#1088

"İnsan, kâinata hâkim bir varlıktır" diyen felsefe öğretmenine, öğrencilerden biri, şu cevabı vermiş:
Tansiyonuna bile hâkim olamayan insan, kâinata nasıl hâkim olur? 

#1176

Bayezid-i Bistami'nin yakınlarından biri seyâhate çıkarken, huzûra gelip; "Bana tavsiyede bulunur musunuz?" dedi. O da; "Üç şey ile sana tavsiyede bulunurum: Yolculukta kötü huylunun biri sana arkadaşlık ederse, onun kötülüğünü kendi güzel ahlâk potana sok da şekillendirmeye çalış. Böylece işin ve yolculuğun selâmetle neticelensin. Biri sana iyilikte bulunursa, devamlı surette Allah-ü Teâlâ’ya şükret. Çünkü o adamın kalbini sana çeviren Cenâb-ı Hak'tır. Bir belâ sana dokunacak olursa, o belânın üzerinden kalkması için süratle Allah-ü Teâlâ’ya dön ve neticeyi sabırla bekle. Ümidin kırılmasın, itimadın sarsılmasın. Çünkü gelen belânın altında ne gibi hayırların yattığını o anda idrak edemezsin." dedi.

#1319

Cafer el-Murte’iş, Ebu’l-Hasan’ın etrafındakilerden birine şöyle nasihat ettiğini anlatırdı:

“Allah yolunda olup kendisinde bir hal bulunduğunu iddia eden, ama bu hali dinin sınırlarının dışına çıkaran kimseyi görürsen, ona yaklaşma. Baş olmayı ve yüceltilmeyi seven birini görürsen, ona yaklaşma. Halini dünya adamlarına şikâyet eden birini görürsen onunla arkadaş olma. İlmini yeterli gören birini görürsen onun cahil olduğundan kuşkulan. Bâtıni bir hali olduğunu iddia edip de üzerinde o halin zahirde bir delili bulunmayan bir adam görürsen ondan şüphe et. Nefsinden razı olan, ameline güvenen birini görürsen, anla ki o adam iki cihanda da mahrumdur.

#1324

İman aynı zamanda insandaki yalnızlık duygusunu gideren bir hususiyete de sahiptir. İman vasıtasıyla Allah’ı dost edinen insan, sıkıntılı durumlarda Ona sığınarak yardımına müracaat eder. Zaten ihtiyacı olduğunda insana yardım edecek yegâne kudret sahibi, bütün varlığa hükmü geçen, biricik sığınılacak yer, Onun dergâhı değil midir? İşte imanın yalnızlık duygusunu gidermesi, onu bunalım ve intihara karşı koruyan bir unsurdur.

#1350

Tarihte sünnet olan ilk insan, Peygamber Hz. İbrahim ile oğlu Hz. İsmail’dir. Allah, Hz. İbrahim’e: “Sen ve senden sonra her erkek sünnet olsun!” buyurdu. Hz. İbrahim hemen o gece, oğlu ile beraber sünnet oldu, ertesi gün de akrabaları arasındaki erkekleri sünnet ettirdi.

#1367

En akıllı insan, istişare yapan, öğüt dinleyen kimsedir.

#1413

Bir insanda, kendini yüksek görme, hırs ve şehvet varsa, bunlar o konuşurken soğan yemiş gibi kokar.

Hz. Mevlana 

#1414

Ne insanlar gördüm üzerinde elbise yok.

Ne elbiseler gördüm, içinde insan yok.

Hz. Mevlana 

#1427

Sıkıntılar insanı olgunlaştırır. Sıkıntı çekmeyişimiz, rahat içinde olmamız hakkımızda hayırlı değil. Firavun’un 400 sene başının dahi ağrımaması onun hakkında hayır olmadığı gibi. Kâmil insanların sıkıntıları kesilince “aman ne hata ettik” diye endişe etmeleri, sıkıntının onların gıdası olmasındandır. 

#1567

Ey gafil insan! Taştan heykeller yapanları alkışlayıp da, bir damla sudan seni yaratan kudret ve hikmet sahibini görmemezlikten, bilmemezlikten gelemezsin.

Alaaddin Başar

#1568

Ey gafil insan! Sana bir çift ayakkabı hediye edene yüz kez teşekkür ediyorsun da, ayaklarını yaratan zata şükretmemen sana hiç yakışıyor mu? Gözlükçüye teşekkür ettiğin halde gözünü yapana karşı nasıl lakayt kalabilirsin?

Alaaddin Başar

#1577

Kibir, bele bağlanmış taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur.

Hacı Bayram-ı Veli Hz.leri

#1611

Tasavvuf yolunun büyükleri de sahabiye hürmet gösterilmesine büyük önem vermişlerdir. Osmanlı’nın son asrında yaşamış olan Nakşibendîliğin, Halidi koluna mensup Terzi Baba Hazretleri’nin Dört Halife hakkındaki şu tavsiyeleri oldukça önemlidir.

“Ebu Bekir r.a. ilk olarak halife oldu. Böylece vazife ona intikal etti. Peygamberlerden sonra en faziletli insandır o. Sahabilerin de en faziletlisi odur. Allah Resulü s.a.v. ona “Sıddîk” demiştir. O daima O’nun sözünü tastik etmiştir. Hazreti Ebu Bekir r.a. doğruluğun, sadakatin şehri olmuştu. Hakk’ın lütfuna mazhar olmuştu. Hak yol üzereydi daima, Allah Rasulunün de mağara arkadaşıydı. Malını mülkünü hak yolunda infak etti, kendisine bir şey koymadı. Yüce Mevla da onu Kur-an’da övdü.

Ondan sonra Hazreti Ömer r.a. adaletle halifelik yaptı. Alemi adaletle doldurdu, devrinde adaletin kapısı oldu. Allah Rasulu, Hazreti Ömer’e, Hakk’ı batıldan ayırdığı için “Faruk” demişti.

Üçüncü halife Hz. Osman r.a. oldu. İnsanlar ve cinler hayâ ederdi ondan. Onun zamanında Kur’an tertip edildi, toplandı. Mana âleminde bakıp, edeple Kur-an’ı sıraladı. Allah Rasulu s.a.v. ona iki kızını verdi, ona iki kez inayet kıldı, yardım etti. Bu yüzden onun lakabı “İki Nur Sahibi”dir. Takvası ile hayâ kapısı.

Onun ardından Hz. Ali r.a. halife oldu. O Allah’ın arslanıdır. Yüce Mevla ona çok ihsanlarda bulunmuştur. Onun eliyle yardım göndermiş herkese. Allah Rasulu ona kızı Fatıma’yı verdi. Yine ona ilmin usulünü öğretti. Oda ilmin kapısı oldu, bölümlerini açıkladı. Bu dört halifeye hürmet ve saygı göstermek gerekir. Her birini mertebesine göre bilmemiz gerekir. Onlar hakikat sırlarının hazinesidir. Nice incelikler onlarda zuhur etmiştir. Onlar Peygamberimizin dostları, doğrulayıcılarıdır.

Onlara hürmet göster ve sakın onların hakkına girme! Allah âşıklarına dil uzatma, onlarda bir kusur arama!

Sahabe-i Kiram Efendilerimiz, Fahr-i Kâinat Efendimizin dostlarıdır, arkadaşlarıdır. Onlar da Allah Rasulu s.a.v.’in yadigârıdır. Şüphesiz bu inceliği bilmemiz, şuurlu davranmamıza vesile olacaktır.

Rabbimizin Tevfik ve inayetiyle…

#1611

Tasavvuf yolunun büyükleri de sahabiye hürmet gösterilmesine büyük önem vermişlerdir. Osmanlı’nın son asrında yaşamış olan Nakşibendîliğin, Halidi koluna mensup Terzi Baba Hazretleri’nin Dört Halife hakkındaki şu tavsiyeleri oldukça önemlidir.

“Ebu Bekir r.a. ilk olarak halife oldu. Böylece vazife ona intikal etti. Peygamberlerden sonra en faziletli insandır o. Sahabilerin de en faziletlisi odur. Allah Resulü s.a.v. ona “Sıddîk” demiştir. O daima O’nun sözünü tastik etmiştir. Hazreti Ebu Bekir r.a. doğruluğun, sadakatin şehri olmuştu. Hakk’ın lütfuna mazhar olmuştu. Hak yol üzereydi daima, Allah Rasulunün de mağara arkadaşıydı. Malını mülkünü hak yolunda infak etti, kendisine bir şey koymadı. Yüce Mevla da onu Kur-an’da övdü.

Ondan sonra Hazreti Ömer r.a. adaletle halifelik yaptı. Alemi adaletle doldurdu, devrinde adaletin kapısı oldu. Allah Rasulu, Hazreti Ömer’e, Hakk’ı batıldan ayırdığı için “Faruk” demişti.

Üçüncü halife Hz. Osman r.a. oldu. İnsanlar ve cinler hayâ ederdi ondan. Onun zamanında Kur’an tertip edildi, toplandı. Mana âleminde bakıp, edeple Kur-an’ı sıraladı. Allah Rasulu s.a.v. ona iki kızını verdi, ona iki kez inayet kıldı, yardım etti. Bu yüzden onun lakabı “İki Nur Sahibi”dir. Takvası ile hayâ kapısı.

Onun ardından Hz. Ali r.a. halife oldu. O Allah’ın arslanıdır. Yüce Mevla ona çok ihsanlarda bulunmuştur. Onun eliyle yardım göndermiş herkese. Allah Rasulu ona kızı Fatıma’yı verdi. Yine ona ilmin usulünü öğretti. Oda ilmin kapısı oldu, bölümlerini açıkladı. Bu dört halifeye hürmet ve saygı göstermek gerekir. Her birini mertebesine göre bilmemiz gerekir. Onlar hakikat sırlarının hazinesidir. Nice incelikler onlarda zuhur etmiştir. Onlar Peygamberimizin dostları, doğrulayıcılarıdır.

Onlara hürmet göster ve sakın onların hakkına girme! Allah âşıklarına dil uzatma, onlarda bir kusur arama!

Sahabe-i Kiram Efendilerimiz, Fahr-i Kâinat Efendimizin dostlarıdır, arkadaşlarıdır. Onlar da Allah Rasulu s.a.v.’in yadigârıdır. Şüphesiz bu inceliği bilmemiz, şuurlu davranmamıza vesile olacaktır.

Rabbimizin Tevfik ve inayetiyle…

#1652

Kötülere acımak, iyilere zulümdür.

#1654

Bir gün Kureyşli bir grup, aslen İranlı olan Selman-ı Fârisî r.a. Hazretlerinin yanında asaletleriyle övünmeye başlarlar. Selman-ı Fârisî onları dinledikten sonra der ki:

Benim övünecek bir tarafım yok. Çünkü bir damla sudan yaratıldım. Yine bir cesede dönüşeceğim. Sonra kıyamet günü terazi karşısına gideceğim; eğer sevabım ağır gelirse iyi ve üstün bir insanım, yok hafif gelirse düşük bir insanım.

#1654

Bir gün Kureyşli bir grup, aslen İranlı olan Selman-ı Fârisî r.a. Hazretlerinin yanında asaletleriyle övünmeye başlarlar. Selman-ı Fârisî onları dinledikten sonra der ki:

Benim övünecek bir tarafım yok. Çünkü bir damla sudan yaratıldım. Yine bir cesede dönüşeceğim. Sonra kıyamet günü terazi karşısına gideceğim; eğer sevabım ağır gelirse iyi ve üstün bir insanım, yok hafif gelirse düşük bir insanım.

#1669

Birçok tecrübe göstermiştir ki, en küçük bir tehlike karşısında canından dahi vazgeçebilen tek insan annedir. Onlar çocukları için hayatlarını ortaya koyabilecek, onların hayatı ve saadeti için kendisine verileni tereddütsüz yok sayabilecek bir şefkat ve sevgi kahramanlarıdır. Bir evladın anne ve babası için aynı şeyleri yapmayı göze alabilmesi kolay değildir. Bizler onları ancak onların konumuna gelince anlayabiliyoruz. Hz. Mevlana’nın; “ben ol da anla” sözlerinde olduğu gibi.

#1679

Dervişin biri, kolsuz bacaksız bir tilki gördü. “Bu vaziyette bu hayvan nerden yiyip içiyor? Nasıl yaşayabiliyor? diye  Cenab-ı Hakk’ın kudretine hayran kaldı. Şaşkın derviş bu haldeyken bir aslan pençesinde bir çakalla çıkageldi ve avını orada yedi. Ondan artan şeyler de tilkiyi doyurdu. Herkesin rızkını ulaştıran (Rezzak), Allah ertesi gün başka bir tesadüfle tilkinin günlük yiyeceğini yine gönderdi.

Bu hakikat karşısında adamın gözü açıldı. Hemen bir mescide gidip tevekküle koyuldu. “Aslanlar bile rızıklarını zorbalıkla yemiyorlar. Madem ki Allah kötürüm tilkinin rızkını ayağına gönderiyor, benim rızkımı da gönderir. İyisi mi ben bundan sonra karıncalar gibi bir köşeye çekileyim.” dedi. İşi gücü bıraktı, Yüce Yaratıcı’nın gayb âleminden rızık göndereceği ümidiyle beklemeye başladı. Fakat günlerce gelen giden olmadı.

Bu arada mihrap tarafından kulağına şöyle sesler geldi: “Ey tembel adam! Elsiz ayaksız tilki gibi görme kendini. Kalk da yırtıcı bir aslan kesil. Öyle çalış ki, aslan gibi senden de başkalarına bir şeyler kalsın. Neden aciz tilkiye benzeyip artıklarla doyacaksın. Aslan gibi güçlü bir insan, düşkün tilki gibi davranırsa köpekler bile ondan üstün olur. Çalış çabala ve başkalarıyla yiyip içmeye bak; birilerinin artığına göz dikmeyi bırak.

#1717

Allah dostlarından Maruf-i Kerhî k.s. Hazretleri cömert insanı şöyle tarif etmiştir.

“Cömertin alameti üçtür: Allah’ın emrine uyarak verir, istemeden verir ve minnetsiz şefkat gösterir.”

#1718

Mülkün gerçek sahibi Allah Teâlâ’dır. Kaza ve kader O’nun kudret elindedir. Fani olan insan ise sadece bir emanetidir. Fakirlik bir kusur olmadığı gibi, zenginlik de bir fazilet değildir. Fakir kimse sabır ve tevekkülle imtihan olunur. Zengin kimse ise, Allah’ın vermekle yükümlü kıldığı malları vermek, dünyaya karşı hırslı olmamakla vazifelidir. Eğer bu vazifesini yerine getirirse, Allah’ın ebedi ihsanına mahzar olur.

#1739

İmam Gazali Hazretleri şöyle buyurmuştur: '' Ey aziz kişi, bilki bedenin her bir parçası kendisine verilen işi yapması içindir. İşini yapmaması, yapamaması onu hasta eder. İşini yarım yapmak, doğru yapmamakta rahatsızlığa yol açar. Bunlardan biri olan kalp vücudun en önemli organıdır. Onun işi Allah'ı bilmek, O’nu sevmek, insanı ibadete, kulluğa sevk etmektir. Kalp sevgi için yaratılmıştır. Bedenin bir organı olarak vücuda kan pompalamakla beraber, içinden nurani bir bağla Allah'ın emr ve letaif alemine bağlıdır. bilgi, ilim, marifetullah onunla bilinir. Marifetullah dört şeyi bilmekle olur:

Dünyayı bilmekle, ahireti bilmekle, nefsi bilmekle, Allah'ı bilmekle... bütün bu bilgi insanı kulluğa götürür. Rabbine ibadet eden bir insan yapar. Allah’ın zikrinden gafil olmamak, Allah’tan bir nefes ayrılmamak lazım gelir. Allah-ü Teâlâ hazretleri:

 ''Cinleri ve insanları ancak bana kulluk etmeleri için yarattım'' ( Zariat, 56)buyurmaktadır. Yüce bir iş için yaratıldık. Bu işi yapmanın ücreti ebedi bir ödül. İşi nasıl yapacağımızın rehberide Kur'an ve Resulullah (s.a.v) efendimizin işleri ve sözleri. bunlara ittiba etmeden, uymadan kulluk olmaz.) Görevimizi başarıyla tamamlayabilmemiz için en büyük desteğimiz, yardımcımız ise Allah'ın izniyle kalbimizdir. onun hikmet ve marifetiyle hayvandan ayrılırız. İnsan bu hikmet kaynağından destek alıp ibadet etmezse hayvanlıkta kalır.

#1741

İsraf insanı bencil yapar. Böyle bir kalp, fırlatıp attığı şeyin bir yoksulu sevindireceğinden hiçbir vakit haberdar olamaz. Bu durum, gayretullaha şiddetle dokunur ve şükürsüz insan, sosyal ve iktisadi patlamalarla bunun cezasını çeker

#1748

Azrail’de olsa, gelen melek değil mi? Öyleyse senin canını alıp Rabbine kavuşturacak olan melekten ne korkarsın a gafil! 

#1755

Bağışlamayan insan, geçmek zorunda olduğu köprüyü yıkmıştır. Çünkü bağışlanmaya herkesin ihtiyacı vardır.

Edward Herberta

#1776

Yoksa sen de diziler, filmler ve maçlar uğruna televizyon karşısında saatlerce esir olan gafiller zümresinden misin?

#1784

Ey gafil insan! Kısacık ömrünü, sadece beden hanesinin ihtiyaçlarını karşılamakla heder etme.

#1819

Allah, küçük şeylere büyük görevler yükler, gurura kapılanlara dersi, en acizlerle verir.

Aczini öğrenmemiş miydi, bir sivrisinekten Nemrud? Kabil almamış mıydı, ilk dersi bir kargadan?

Ebabil kuşları, Kâbe’yi yıkmak için gelen Ebrehe ordusuna, küçük gagalarıyla nasıl fırlatıyordu, küçük kızgın taşları!

Ya Sevr Mağarası’ndaki olay?

Örümcek ağı ile bir çift güvercin, küfrün gözlerini etmemiş miydi kör?

#1857

Nice insanlar gördüm üstlerinde elbise yok, nice elbiseler gördüm içlerinde insan yok.

Hz. Mevlana

#1866

Balığı oltanın ucundaki yem ile insanı ise tatlı sözlerle ve boş vaatlerle kandırırlar.

#2065

İnsanı dil kıymetlendirir ve insan onunla saadet bulur. İnsanı dil kıymetten düşürür ve insanın dili yüzünden başı gider.

#1915

 

Hz. Mevlâna’ya göre insan hayale, düşünceye sığmayacak kadar yüce ve büyüktür. O der ki:
“İnsanın gerçek değerini söylesem, ben de yanarım dünya da! Fakat ne yazık ki insan değerini bilemedi, kendini ucuza sattı. İnsan aslında çok değerli bir atlas kumaş iken kendini hırkaya yama yaptı.”

 







Etiketler