"mertebe" kelimesi ile ilgili sonuçlar;
#55
Abdülkadir Geylani Hazretleri çölde çok susamış bir halde seyahat ederken, önce kendisini gölgeleyen bir bulut ortaya çıkmış sonra da ufuğu kaplayan bir ışık görünmüştü. Bunun ardından: “Ben senin Rabbinim! Başkasına haram şeyleri sana helal eyledim.” şeklinde bir ses duyulmuş.
Geylani Hazretleri: “Defol hey lanetli!” deyince, o şeytani ışık derhal dumana ve karanlığa bürünerek şöyle seslenmiş: “Ey Abdülkadir! Üstün ilmin ve güçlü mertebenle tuzağımdan kurtuldun. Ben bu şekilde yetmiş büyük sufiyi yoldan çıkarmışımdır” dedi.
#172
Ebû Osman şöyle demiş: “Kul için güzel edepten daha iyi bir mertebe görmedim. Zira aklın hayatı edeptir. Kul edep ile iki âlemde yüksek hallere, yüce derecelere ulaşır.
#1383
Seyyid Hasan Şazelî Hazretleri bir arkadaşı ile bir mağaraya girdi. Gayeleri nefislerini ıslah etmekti. Ancak mağarada halvette ibadetle meşgul iken birbirlerine şöyle diyorlardı:
“Muradımıza nasıl erer, nasıl keşif ve keramet sahibi oluruz? Ulu makam ve mertebelere nasıl ulaşırız?
Onlar böyle konuşurken mağaranın kapısında bir ihtiyar peyda oldu. Selam verdi, aldılar. Ona kim olduğunu sordular. Şöyle cevap verdi:
Ben Allah’ın kullarından biriyim, ismim Abdülmelik.
Hayırdır niye geldin?
Size hayret ettim, ondan geldim.
Bizim şaşılacak ne halimiz var? Mağaraya nefsimizi, benliğimizi yok etmeye geldik.
Hayır, siz mağaraya nefsinizi azdırmaya girdiniz. Ne gün evliya oluruz, ne gün gökte uçar, denizde yürürüz… Bunları konuşuyorsunuz. Mağarada olanın gayesi bu olmamalı. Ne zaman Allah’ın rızasını buluruz, Allah düşmanı nefsimizi ne zaman ıslah ederiz, kötü ahlaktan nasıl kurtulur, güzel ahlakı nasıl kazanırız? Amacınız işte bu olmalı. Fakat sizin gayeniz bunlar değil.
Bu sözler üzerine tövbe istiğfar ettiler. İşte, halis niyet ile o zat, bir tasavvuf büyüğü olan Hasan Şazelî hazretleri oldu.